Süper Ligde artık sezon sonuna gelindi. Tarihi olaylarıyla birlikte berbat bir süreci geride bırakırken, artık ‘yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik’ noktasındayız yani… Trabzonspor da şampiyonluk hayaliyle başladığı sezonda hedefini çok çabuk değiştirmek zorunda kalmış ve hemen üçüncülük ve kupa şampiyonluğu dillendirmeye başlamıştı. Bu noktada rakiplerin de kötü olması yardımcı aktör rolü oynadı ve son iki haftaya girilirken Trabzonspor, üçüncülük koltuğunu hala koruduğu noktadaydı. Fakat son haftalarda büyük çıkış yapan Başakşehir’in sadece 3 puan önünde olmanın stresi içindeydi. Çünkü Başakşehir karşısında kaybetmesi halinde puanlar eşitlenecek ve ikili averajı daha iyi olan İstanbul ekibi son haftaya üçüncülük koltuğunda girecekti. Bu da Bordo-Mavililerin belirlediği hedeflerden birinin ıskalanması anlamına gelecekti ve bunu da isteyemezdi.
Trabzonspor bir yandan da Perşembe akşamı oynayacağı Ziraat Türkiye Kupası finalindeki Beşiktaş maçını düşünmek zorundaydı. Çünkü kupa belki de lig üçüncülüğünden daha önemliydi. Çünkü hem Abdullah Avcı Bordo-Mavili takımın başındaki koleksiyonundaki eksiği tamamlayacak, hem de kupa şampiyonu olması halinde gelecek sezon UEFA Avrupa ligine Play-Off’tan başlayacaktı. Lig üçüncüsü ise 3’ncü ön elemeden itibaren 2 tur geçip ancak Play-Off’a yükselebilecekti. Bu açılardan bakıldığında Trabzonspor’un çok efor sarfetmeden, karşılaşmayı berabere bitirebilme mantığıyla oynaması belki de en mantıklısıydı. Takımda Hüseyin Türkmen, Mahmoud Trezeguet ve Nicolas Pepe eksikti. Ama performanslara bakılınca Trezeguet dışında eksiksiz de sayılabilirdi.
VİSCA-MEUNİER-ONUACHU VE GOL!...
Trabzonspor oyuna her zamanki gibi ön alan baskısıyla başladı ve rakibini hataya zorlayıp, gol bulmak istedi. Başakşehir ise kendi alanında paslarla çıkma isteği duyunca ilk dakikalar daha çok ev sahibi ekibin yarı alanında oynandı. Başakşehir özellikle stoperleriyle Paul Onuachu’ya çok yakın oynayıp, top almasına ya da hava topu üstünlüğü kurmasının önene geçmeye çalıştı. Özellikle Ousseynou Ba, Nijeryalı oyuncuyu kontrol etmek isterken sık sık faule başvurmak durumunda kaldı. Ancak sürekli yapılan faullere rağmen orta hakem Tugay Kaan Numanoğlu’nun sarı kartına başvurmaması affedilir gibi değildi. Maçın henüz 10’ncu dakikasında Batista Mendy’nin baskıyı yemesine rağmen topla oynama hastalığı az kalsın golle sonuçlanacaktı fakat Denswil topu çizgiden çıkarıp, arkadaşının büyük hatasını telafi etmiş oldu. Birkaç dakika sonra ev sahibi ekip yine etkili geldi ama bu kez son vuruşu yapan Davidson’un kötü şutu yüreklere su serpti.
Bordo-Mavili takımda yine en verimli isim 33’lük Edin Visca’ydı. Takım arkadaşlarına çok etkili ve kilit toplar attı ama ne yazık ki final topları başarısız olunca bunlar tehlike yaratmadan sönümlendiler. İlk yarının ortasından itibaren inisiyatif Başakşehir’deydi. Tehlikeli atakları oldu ama final vuruşları kötü olunca gol atma becerisini gösteremediler. Trabzonspor’da sol kanat Fountas silikti, Bardhi iyi başladı ama devamını getiremedi, Meunier hücuma destek veremedi, Berat ve Umut işin savunma boyutunca kalınca, hücuma pek katkıda bulunamadılar. Onuachu da bir türlü topla buluşamadı. Trabzonspor’un ilk tehlikeli atağının Ömer Ali’nin büyük hatasından yararlanan Edin Visca aracılığıyla 35’nci dakikada gelmesi biraz düşündürücüydü. Bu pozisyonda da Bosnalı oyuncunun şutu çerçeveyi bulamadı. Hemen ardından Onuachu’nun vuruşu kalecide kaldı. Bordo-Mavililer sanki biraz kıpırdanır gibi görüntü verdi. Zaten bu kıpırdanmanın sonunda ilk yarının uzatmalarında Edin Visca’nın akıl dolu topunu takımın asist canavarı Meunier’in altı pasa gönderdiği ortayı Onuachu affetmedi ve kafayla fileleri havalandırdı. Zaten Meunier ilk kez kale sahasına orta yapabilmiş, Onuachu da ilk kez altı pasta bir hava topuyla buluşmuştu.
Sonuçta ilk yarının son bölümlerinde canlanır gibi olan Bordo-Mavililer soyunma odasına önde girmenin moraline de sahipti. TRABZONSPOR İYİ SAVUNDU VE RAKİBİNE ŞANS TANIMADI Gole ihtiyacı olan Başakşehir ikinci yarıya önde baskıyla başladı, Trabzonspor ise biraz daha geriye çekilip, uzun toplarla Paul Onuachu’nun yüksek toplardaki etkinliğinden yararlanma çabası içinde görüntü verdiler. Bordo-Mavili ekip ilk baskıyı atlattıktan sonra oyunda dengeyi kurdu ve yine özellikle Edin Visca ile başlayan ataklarla birlikte Başakşehir kalesini zaman zaman yoklamaya başladı. Birkaç pozisyon da yakalandı. Bir de Onuachu aracılığıyla gol buldu ama bu gol ofsayta takıldı. Onuachu’nun kendi yarı alanına gelip takım savunmasına yardımcı olması, Umut Güneş’in sadece savunmaya yardımı değil, zaman zaman hücuma desteği önemliydi. Savunmada Denswil kusursuz oynadı. Berat da bir yandan rakibe orta sahada boş saha bırakmamaya çalışırken, diğer yandan uzun ve ters toplarla takımına atak katkısı verme çabası içindeydi. Enis Bardhi de ilk yarıya göre topla daha haşır neşir bir görüntü vermeye çalıştı. Abdullah Avcı, takım dengeli bir futbol oynarken ve rakibine de pek bir pozisyon vermediği bir anda Onuachu’yu kenara alıp, Enis Destan’a sahaya sürdü. Bu değişiklikte kuşkusuz en önemli etken Perşembe akşamı oynanacak olan Beşiktaş maçı öncesi takımın gol makinesinin her hangi bir sakatlık yaşamasının önüne geçmekti. Çünkü Başakşehir savunma oyuncuları, Onuachu’ya karşı maç boyunca sert ve biraz da acımasız markaj uyguluyordu. 74’ncü dakikada Trabzonspor’un yüreği ağzına geldi önce Piatek, sonra da Figeiredo tehlike yarattılar ama Uğurcan ve direk gole izin vermedi ama hemen ardından Fountas, Bardhi’nin nefis topunda kaleciye çalımı değil de, direğin dibine vurmayı tercih etse maçı o anda bitirmiş olacaktı. Bu 90 dakikayı değerlendirirken, Başakşehir’den Kemen’den söz etmezsek haksızlık yaparız. Sahanın en iyisiydi ve ev sahibi takımın hemen hemen tüm tehlikeli atağının içindeydi. Sonuç olarak Trabzonspor kendisine hep ters gelen Başakşehir’i mağlup ederken, ligin bitimine bir hafta kala üçüncülüğü garantiledi ve ilk önemli hedefine de ulaşmış oldu.
Sonuçta ilk yarının son bölümlerinde canlanır gibi olan Bordo-Mavililer soyunma odasına önde girmenin moraline de sahipti. TRABZONSPOR İYİ SAVUNDU VE RAKİBİNE ŞANS TANIMADI Gole ihtiyacı olan Başakşehir ikinci yarıya önde baskıyla başladı, Trabzonspor ise biraz daha geriye çekilip, uzun toplarla Paul Onuachu’nun yüksek toplardaki etkinliğinden yararlanma çabası içinde görüntü verdiler. Bordo-Mavili ekip ilk baskıyı atlattıktan sonra oyunda dengeyi kurdu ve yine özellikle Edin Visca ile başlayan ataklarla birlikte Başakşehir kalesini zaman zaman yoklamaya başladı. Birkaç pozisyon da yakalandı. Bir de Onuachu aracılığıyla gol buldu ama bu gol ofsayta takıldı. Onuachu’nun kendi yarı alanına gelip takım savunmasına yardımcı olması, Umut Güneş’in sadece savunmaya yardımı değil, zaman zaman hücuma desteği önemliydi. Savunmada Denswil kusursuz oynadı. Berat da bir yandan rakibe orta sahada boş saha bırakmamaya çalışırken, diğer yandan uzun ve ters toplarla takımına atak katkısı verme çabası içindeydi. Enis Bardhi de ilk yarıya göre topla daha haşır neşir bir görüntü vermeye çalıştı. Abdullah Avcı, takım dengeli bir futbol oynarken ve rakibine de pek bir pozisyon vermediği bir anda Onuachu’yu kenara alıp, Enis Destan’a sahaya sürdü. Bu değişiklikte kuşkusuz en önemli etken Perşembe akşamı oynanacak olan Beşiktaş maçı öncesi takımın gol makinesinin her hangi bir sakatlık yaşamasının önüne geçmekti. Çünkü Başakşehir savunma oyuncuları, Onuachu’ya karşı maç boyunca sert ve biraz da acımasız markaj uyguluyordu. 74’ncü dakikada Trabzonspor’un yüreği ağzına geldi önce Piatek, sonra da Figeiredo tehlike yarattılar ama Uğurcan ve direk gole izin vermedi ama hemen ardından Fountas, Bardhi’nin nefis topunda kaleciye çalımı değil de, direğin dibine vurmayı tercih etse maçı o anda bitirmiş olacaktı. Bu 90 dakikayı değerlendirirken, Başakşehir’den Kemen’den söz etmezsek haksızlık yaparız. Sahanın en iyisiydi ve ev sahibi takımın hemen hemen tüm tehlikeli atağının içindeydi. Sonuç olarak Trabzonspor kendisine hep ters gelen Başakşehir’i mağlup ederken, ligin bitimine bir hafta kala üçüncülüğü garantiledi ve ilk önemli hedefine de ulaşmış oldu.