Eğer pazar gecesine denk gelmişse Trabzonspor'un maçı ve de yenilmişsek, berbat bir ruh haliyle haftaya başlamak zorunda kaldığımız o malum his , çocukluğumdan hatıra kalmış bana maalesef...
Kaç haftadır bekliyorum ' ha bu hafta ,ha bu hafta' diye diye. Ne biz yenilmelere doyduk bunca zamandır ne de benim elim klavyeye gitmedi bir türlü . Galatasaray karşısında yaşadığımız hezimetin üzüntüsünden Rize mağlubiyetinin mahcubiyetinden , Kasımpaşa ve Beşiktaş maçlarındaki hakem hatalarına bile dikkat kesilemedik camia olarak. Kalenin ağzından gol kaçıran beceriksiz milyon dolarlık oyunculara mı şaşalım, bu yetersiz kadroya alt yapıdan tek bir genci monte etmeyen hocaya mı çatalım , bize karşı neredeyse kasıtlı kötü maç yöneten hakemleri sadece camiamızın büyüklüğü ile korkutarak caydırmaya çalışan başkanımıza mı kızalım karar veremedim bir türlü.
Allah biliyor ya kaç haftadır çocukluğuma gidip geliyorum sürekli . O hüzünlü pazar mağlubiyetleri ile uyuyup kahırlı pazartesi sabahlarına uyanıyorum. Çok şükür ki son saniye golüyle de olsa bir galibiyet aldık zar zor olsa da kupada devam ediyoruz ya ben de yazmaya dair bir motivasyon edindim...
Öncelikle, Abdüş'ün gidişini yerinde buluyorum. Trabzon gibi küçük bir şehirde bir dünya eş dost arakadaş akraba arasında yaşarken ve takım bu kadar kötü olduğu için ihale her maç sana yıkılırsa bir değil iki değil, bunalırsın artık uzaklaşmak istersin. Hakkıdır, gitti uzaklaştı. İnşallah ona iyi gelir. Beklentimiz o kadar büyüktü ki yıllardır, bir türlü istenilen performansa ulaşamadı, takım oyuncuları geriledikçe o da geriledi o geriledikçe taraftar da gerildi ve gelene gidene değil de kalana kendi evladına çattı. Ben kendim adına şampiyon kadronun as oyuncularından biri olarak minnettarım senden . Yolu açık olsun. Aynı durumdaki Uğurcan da Galatasaray maçında gösterdiği yada gösteremediği kalecilik refleksleri nedeni ile beni fazlası ile şaşırttı , bu güzel kardeşimiz de bence takımdaki miadını doldurdu, gitmek isterse zorluk çıkarılmamalı hem onun geleceği hem takımın geleceği adına izin vermeli. Onun da ismi şampiyon kaleci olarak kayıtlara altın harflerle geçti, bundan sonrası zorlama gibi.
Oyuncuların her birini tek tek konuşsak mı daha kötüler yoksa takım olarak bir arada mı daha kötüler karar veremediğimiz bu dönem bile neden gençler arasından bir ismin kadroya dahil edilmediği sorusundan bir türlü kurtulamıyorum. Abdullah hocamızın alt yapı oyuncusuna karşı bilmediğimiz bir ön yargısı varsa bence futbol fabrikası bu şehirde futbolun başından bir an önce uzaklaştırılmalıdır yoksa günü kurtarmayı vaderken geleceğini kurutuverir Allah korusun . Ülkenin her yerinde özellikle rakip İstanbullu takımlarda gencecik Trabzonlu uşaklar bize karşı oynayıp bize karşı attıkları gollerle coşuyorken bundan acı duymayana ben Trabzonspor'u emanet etmem. Yaşattığı şampiyonluk için minnettarız ama bu kulüp bir şampiyonluktan fazlasıdır. Şöyle söyleyeyim son zamanlarda arkasına sığındığı üçüncülük Trabzonspor için bir hedef değildir, olsa olsa hezimettir. Biz ikinci olduğumuz sezonların kahırları ile yaşlandık, bilmiyor musunuz ? Siz üçüncülüğe mutlu olacağımız fikrine nerden kapıldınız ?
Oynayın maçınızı , ''her maçı kazanmaya çıkıyoruz ''deyin .''Trabzon'un hedefi her maçı kazanmaktır'' deyin ama üçüncülük bizim hedefimizdir gibi saçma sapan motivasyonlarla taraftarı eylemeye çalışmayın . Bizim camia o balonla oyalanmaz hatta dönüp bakmaz bile o yüzden boşu boşuna üfleyip üfürüp nefesinizi yormayın. Şampiyonluk için yarışabiliyorsanız yarışın yok yapamıyorsanız bu iş beni aşar deyip bavulunuz valizinizi toplayıp gidin. Üçüncülüğe hatta ilk beşe hatta ligde kalmaya can atan bir dünya şehir kasaba takımı var bu ülkede sağımızda solumuzda oralarda takılın.
Son sözüm başkana;
Doğru diyorsun başkanım, hakemler hakkında söylediklerin doğru . Ama sen onlara Trabzonspor 'un Trabzon ' un büyüklüğünü anlatıp durma, zaten biliyorlar ,Zaten arkalarına saklandıkları istanbullu ve istanbulcu futbol sermayelerinin tek rakibi biziz. Senin bulunduğun yerdeki tek görevin takıma para bulmak futbolcu transfer etmek değildir. Senin görevlerinin ilki Trabzonlu genç futbolcuları, Trabzonlu iş adamlarını , Trabzonlu bürokratları ve siyasetçileri rakip camiaların hizmetine kaptırmamaktır. Madem ki bize her yer Trabzon aynı şekilde Trabzonlu ya da tek takım Trabzonspor olmadıkça biz daha çok seneler debelenir dururuz .
Şampiyonluk güzeldi ama tadı damağımızda kaldı ve biz sofraya yeni oturduk ve kalkasımız da hiç yok ...
Ona göre bağdaş kurun
Ayağı uyuşan yorulan kalkabilir...
Daha net bir analiz olamazdı Üstadım. Altyapıdaki genç kardeşlerimize başta kendi A takımlarında olmak üzere mutlaka forma şansı verilmeli, bu konu Türk Futbolunun geleceği yönünden çok değerli bir meseledir bence.