Vakfıkebir, Karadeniz Bölgesi'nin en eski yerleşim yerlerinden birisidir.
Hikayesi Yavuz Sultan Selim'in Annesi Gülbaharhatun'la başlar. Daha sonra Osmanlı İmparatorluğu döneminde sancak beyliği ünvanı verilir. Trabzon Belediyesi kuruluş tarihleri 1868, Vakfıkebir ise 1877'de kurucu Başkan Bahadırzade Yusuf Ağa tarafından 1892 arasındaki dönemiyle başlamıştı. O vesileyle tarihi, geçmişi olan her şey çok kıymetlidir.
Vakfıkebir'in en büyük efsane Belediye Başkanı Sabri Bahadır'dır. Yirmi altı yıl aralıksız Belediye Başkanlığı yaparken 12 Eylül darbesinde görevden alınmayan ender belediye başkanlarından birisiydi.
O günün koşullarında Sabri Bahadır'ın imarından tımarına, parkından bahçesine, ilk belediye otobüsünden düğün salonuna kadar ne kadar sosyal saha varsa hepsinin altında imzası emeği vardır.
Bir de Trabzonspor'la maç oynamak için gelen dünya futbol devlerini ve ülkemiz futbolun sembol kulüpleri FB, GS, BJK gibi takımları ağırlayan bir otel kazandırmıştı.
Saymakla bitiremeyeceğimiz daha bir sürü hizmet.
Sabri Bahadır'ı hürmet, rahmet ve saygıyla anıyorum.
Rahmetli Sabri Bahadır arkasında Vakfıkebir halkına müthiş bir miras bırakırken Vakfıkebir halkı da ona her zaman kadirşinaslık göstererek rahmetle, saygıyla yad etmiştir.
*
Rahmetli Sabri Bahadır'dan sonraki dönemlerdeki başkanlar maalesef ilçe adına bir varlık gösteremediler. Bırakın mirasın üstüne koymayı kendilerine bırakılan mirası da koruyamadılar. Otuz yıla aşkın bir süredir Vakfıkebir partili yada bağımsız başkanlarla yönetilmesine rağmen, süreç içerisinde gözle görünür bir değişiklik olmadı, bu da nerden çıkmış ne güzel düşünülmüş diyebileceğimiz hiçbir değişim, hizmet yok. (Otuz yıl önce Vakfıkebir'e gidenler, bugün yine gitse hiç yabancılık çekmezler.)
*
Bu dönem içerisinde Belediye Başkanlığı yapmış kişilerin niyetlerinden en küçük bir şüphem yok.
Lakin beceremediler, ilçeye hakim olamadılar diyelim.
İlçenin son on yılına baktığınız zaman gerçekleşebilecek yatırım fırsatlarının değerlendirmesini bir türlü gerçekleştirememişlerdir.
Aynı isimde, soy adda olan bakan yardımcılığı, uzun dönem şehircilikle ilgili komisyon başkanlığı, iktidar vekilliği yapan iyi bir ekip, kuzen, arkadaş, fikri zikri bir partililerin Vakfıkebir'e elle tutulur, gözle görülür hizmet getirebilmesi gerekiyordu.
(Ayrıca yine o dönemlerde Büyükliman Vekili Salih Cora vardı. Cora'nın Tonya 'ya vermiş olduğu hizmet ve yatırımlar takdirle karşılanıyor.)
Hal öyle olmuş ki on yıllık dönemin sonunda almış olduğunuz oy on iki bin kusürlerden altı bine düşüyor. Aynı zamanda mensup olduğunuz parti büyükşehirde %60 oy alırken, siz %30 civarında oy alarak seçmenden neredeyse yarı yarıya fark yiyorsunuz.
İnci gibi sahiller sahipsiz, atıl bir vaziyette, ilçenin tuvalet sorunu çözülememiş, düğününüzü başka bir ilçede yapmak zorunda kalarak finali yapıyorsunuz.
Tabii ki bu durumların hepsini aynı şekilde ilçe halkı da yorumluyor, gözlemliyor, değerlendiriyor.
Sessiz kalıyor ama seçim zamanı da gerekeni yapıyor.
Enteresan bir şekilde biletini kesiyor.
Önce sabrediyor, ardından ikinci bir şansı da veriyor ama üç yok.
Hizmetini benimsemiyor, beğenmiyorsa kırmızı kartını gösteriyor.
Hiç fark etmez iktidar partisine mensup olup olmaması(Sabri Bahadırdan sonra ikişer dönem üç başkan).
*
Son dönemin Belediye Başkanı Fuat Koçal Antalya İller Bankası Bölge Müdürlüğü görevinden feragat ederek pozisyonu, ikbalini feda ederek bağımsız belediye başkanlığına aday olmuştu.
Büyük bir risk alarak doğduğu topraklara, baba ocağına, hemşerilerine, ilçenin uzun süredir üzerinde olan ölü toprağını kaldırmak için dönmüştü. İlçenin hak ettiği atılımı hızlandırmak adına, Büyükliman Havzası'na ve bölgeye lokomotif olacak güç birliğini organize ederek Vakfıkebir'i ekonomisiyle, sosyal, kültürel ve potansiyel yapısıyla çok daha güçlü bir ilçe haline getirebilecek yetkinliğe sahip Koçal gerek İller Bankası bünyesindeki görevi olsun, gerekse de Antalya'daki müdürlüğü süresince belediyecilikle ilgili tecrübesi, birikimi, kazanımları, backgroundu ilçe adına büyük bir şans ve avantajdır.
Başkan Fuat Koçal, seçim dönemi sürecinde hiç de hak etmediği iftiralarından, bel altından vurmalara kadar bir süreç yaşamıştı. Ne kendisi yılmıştı ne de seçmen vazgeçmişti Koçal'dan. İşte bu yüzden İNANMIŞLIK kazanmıştı.
Seçim sürecinin üzerinden henüz altı ay geçmemesine rağmen hem belediye meclisinde hem de sokakta OTUZ YILIN hesabı sorulmazken altı ayın hesabının sorulması vatandaşlık bilinci(!) adına sevindirici bir durum.
Baksanıza Fuat Başkan farkındalığını, Vakfıkebir kazanımları adına hemen ortaya koymuş oldu.
Eğer gerçekten Vakfıkebir'i seviyorsak, çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini biraz olsun düşünüp daha yaşanılabilir bir Vakfıkebir oluşmasını istiyorsak koşulsuz destek zamanı!
Onun bunun adamı olmadan, particilik hesabı gütmeden, doğruluğu, dürüstlüğü, vizyon sahibi olmayı, ufku bir adım daha ileri taşıyacak yapıya destek verme zamanı!
Köstek olarak kendi geleceğimize ket vurmayalım.
Vakfıkebir, Türkiye'nin en özel, en güzel, en şirin ilçelerinden birisi. Vakfıkebir insanına has hamuruyla kendini özel hissettirir. Ayrıca meşhur ekmeğiyle de sadece Türkiye'ye değil dünyaya ün salmış bir kent olmuştur.
Bu sebeplerden ötürü de Vakfıkebir'i özel olarak kollamamız, korumamız ve Vakfıkebir'e sahip çıkmamız gerekiyor. (Bu sorumluluk sadece Vakfıkebirlilere ait değil.)
Koşulsuz!
Amasız!
Kazanan Vakfıkebir olsun!