Avrupa Ligi'nden küme düşen Trabzonspor, Konferans Ligi play-off turu ilk maçında deplasmanda zayıf rakibi St.Gallen ile karşılaştı.
Diğer maçların aksine Abdullah Avcı'nın talebeleri bu maçta daha derli toplu gözüktü.
Mücadelenin ilk yarısında rakibini dişine göre bulan Bordo-Mavililer, gol pozisyonlarına girdi.
Sağlı sollu ataklarla rakip kalede gol aradı.
Visca, Bardhi ile net pozisyonlar buldu ama St.Gallen'in kalecisi Ati-Zigi'yi geçemedi.
St.Gallen ise cılız ataklar geliştirdiği için savunmada Mendy ve Savic ikilisine pek iş düşmedi.
İlk yarıda bir kez daha şahit olduk ki Trabzonspor'un gol pozisyonları ve Bardhi'nin frikiki dışında taraftarları heyecanlandıran hücum organizasyonlarını göremedik.
Bordo-Mavili oyuncular, yüksek tempolu oyunu ilk 45 dakikanın tamamına yayamadılar.
Saman alevi gibi yanıp sönen bir takım izledik yine.
İkinci yarıda ise Mendy ve Trezegeut'nin müsait pozisyonda kafa vuruşu dışında bir şey yine göremedik.
Avcı'nın talebeleri yine fabrika ayarlarına döndü.
Yine tatsız tuzsuz bir oyun, hız yok, tempo yok.
Trabzonspor'un oyun anlayışını çözen St.Gallen'in hocası Enric Maassen, Visca ile Bardhi'yi de önlem alınca Fırtına gol pozisyonlarına girmekte zorlandı.
Avcı, taraftara saç baş yoldurtan o uyutan oyununu yine tekrarladı.
Avcı, rakibinin üzerine gitmek yerine yine korkak futbol anlayışı ile iyice geri yaslandı.
Bu durumu fırsat bilen St.Gallenli futbolcular müsabakanın son anlarında üst üste ataklar geliştirdi.
Evet, takımda atakları yönlendirecek oyunun seyrini değiştirecek 10 numara eksikliği var, ileri uçta yırtıcı, rakip savunmayı dağıtan bir santraforun yok.
Lakin bunlar olsa bile Avcı'nın oyun anlayışını değiştirmeyip inatla yan pas, geri pas zevksiz vasat oyunu ile Trabzonspor'un bir adım ileriye gideceğini söylemek, takımın başarıya yelken açacağını düşünmek hayal ötesi bir durum.
Avcı'nın çağ dışı futbol anlayışı artık çok gerilerde kaldı.
Dünyada futbol artık hızlı, tempolu oynanıyor.
Avcı ise hala inatla yan pas, geri pas anlayışından vazgeçmiş değil.
Ürkek futbolu ile günü kurtarma derdinde.
Bu arada Sayın Avcı, takımın genç golcüsü Poyraz Efe'yi bu maçta oynatmayacaksın da hangi maçta oynatacaksın?
Ne yani oyuna giren ve hiçbir varlık gösteremeyen Draguş'tan çok daha mı etkisiz?
Biraz cesaret, bu oyuncuları oynatmadan nasıl Türk futboluna kazandırmayı düşünüyorsun merak içerisindeyiz.
Artık taraftarlar, iyice sıkıldı Abdullah hocam, inancı kalmadı sana.
Ayrılıklar da sevdaya dahil, bırak artık hocam!
Hem sen yıpranma, hem de takım.