UEFA Avrupa Ligi 3. Ön Eleme Turu'nda sahasında Rapid Wien'e mağlup olan Trabzonspor rövanş maçında sahaya mutlak galibiyet için çıktı.
Ancak mücadelenin ilk yarısındaki oyun bundan öncekilerin benzeriydi.
Ortada ne bir oyun, ne bir organize atak, ne bir taktik vardı ne de futbolcularda hırs.
Ver sağa, ver sola, oyna geriye…
Tribündeki seyircilerin ve ekran başındaki izleyicilerin adeta uykusu geldi dersek abartmış olmayız.
Sahada ne yaptığın bilmeyen bir ruhsuzlar ordusu vardı ilk yarıda.
Ruhsuz oyun taraftara saç baş yoldurttu.
Skor üstünlüğünü elde etmek için Bordo-Mavili futbolcularda hiçbir hırs, azim, gayret göremedik.
Sanki elenmeyi baştan kabul etmiş bir takım vardı sahada!
İkinci yarıda taraftarı uyutan futbol devam etti.
Ne oynadığını bilmeyen, organize atak yapamayan, sahada gezinen, kazanmak için hiçbir varlık gösteremeyen futbolcular topluluğu vardı.
77.ve 88.dakikalarda Seidl'in golleri umutları bitirdi.
İnanan yüreğini ortaya koyan takım kazandı.
Kusura bakmayın Abdullah hocam, bu takım, berbat futbol sizin eseriniz, bu mağlubiyetin hiçbir mazereti, bahanesi olamaz.
Trabzonspor, bu kadar aciz, mahkum oynayamaz, oynamamalı!
GEÇEN YILDAN BERİ BİR İLERLEME OLMAZ MI?
Abdullah hoca, maçtan önce sitemkar açıklamalarda bulunmuştu.
Avcı, "Eleştirilere saygım var, ancak organize kötülükle karşı karşıyayız" diyerek sosyal medyada hakarete varan açıklamalara dikkat çekmişti.
Bir kere önce şunun özellikle altını çizmek istiyoruz, eleştiriye evet, hakarete hayır!
Büyük Trabzonspor taraftarına asla yakışmaz.
Lakin Abdullah hocaya da şunu söylemek isterim.
Hocam, sen bu takıma inandığını, yakında güzel bir oyunla birlikte taraftarın istediği skorları alacağını söyleyerek taraftara her maç umut dağıtıyorsun fakat ortada ne takım var ve ne de oyun!
Sizin söylemlerinizle sahada oynanan futbol tamamen tezat!
Ve her maç benzer açıklamalara devam ederek taraftarı oyalamaya devam ediyorsunuz.
Geçen yıl teslim aldığınız takımın oyun anlayışında hiçbir milim ilerleme yok.
Dün akşam ki basın toplantınızda Mevlana’nın sözlerine yer vererek ‘Her şey üstüne gelip seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde sakın vazgeçme. İşte orası kaderin değişeceği noktadır' diyerek basın toplantınızı bitirmiştiniz.
Biz de size Mevlana'nın sözlerini hatırlatıyoruz, 'Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım.'
Evet hocam, artık yeni şeyler söylemek lazım.
Kazandırdığınız şampiyonluk için bu şehir size minnettardır, sizin de vurguladığınız gibi tarihe adınız altın harflerle yazılmıştır.
Ancak sizin de bildiğiniz gibi futbol da dün yoktur, bugün vardır.
Olmuyorsa zorlamanın çokta bir anlamı yok.
Ruhsuz bir oyunla Rapid Wien'e eleniyorsa bu takım, şapkanızı önünüze koyma zamanı gelmedi mi hocam?
Harika bir yazı Hüseyin bey, duygularımıza tercüman olmuşsunuz teşekkürler…