Yaşamamız gereken bir hayat var. Sürdürebilirliği ne kadar zor olsa da şartlar yeni fırsatlar ile karşımıza çıkıyor. Burada asıl konumuz, bu devamlılığın neyi beklediği, yani beklentileriniz nedir sorusu karşılıyor? Kendi eylemlerimizin dışında gerçekleşen olaylardan kendimize bir çıkarım sağlama hayali, kendimizden vazgeçmemize neden oluyor.
‘Kurtarılmayı beklemek bizi en iyi ihtimalle tutsaklıktan köleliğe yükseltir’
Çünkü sizi kurtaran, aslında mağduriyetinize vesile olanın ta kendisidir. Beklentileriniz kendi yapabileceklerinizi görmezden gelmenize sebep olur. Hayat, sadece kendine yaslanan insanları ayakta tutar. Daha iyi bir yaşamdan beklentiniz nedir? Sosyal medya ya da televizyon ekranlarından önümüze koyulan yaşam biçimlerini hayatlarımıza entegre etme isteği kendimiz için daha iyi olanı değil onlar gibi olanı seçeneklendirir. Bu kişilerin arabasından, saatinden, kıyafetlerinden, evlerinden istiyoruz. Bunları elde etmenin bizi daha iyi bir yaşam sunacağına inanıyoruz. Bu varlıklara ulaşmış kişilerin bulunduğu noktaya halay çekerek ulaştığını düşünmek bizim en büyük zaafımız. Yolu değil hedefi düşlüyoruz. Peki bu yol yürümeden nasıl biter.
‘Tepeye kuşlar çok rahat konarmış ve kondukları gibide giderlermiş. Ama sürüngenler o tepeye o varoşa öylesine emekle kanırta kanırta ağar ağar çıkarlarmış ki o tepeye vardıklarında onları oradan koparmak pek kolay olamazmış’
‘İhtiyaç duyduklarımız ile değil arzularımız ile mutluluğa varacağımız düşüncesi en büyük yanılgımız’
Öz yeterliliklerimizin farkına varmak bizi arzularımızdan kurtarır. Neye ulaşmak istediğimiz neye ihtiyaç duyduğumuz konusunda farkındalığımızı keşfetmemiz için yeterlidir. Arzular sınırsızdır, ihtiyaçlarımız sınırlıdır. Bu düşünceyi eyleme geçirmek bizi hedefe taşınan bir kuş olmaktan kurtarır. Tepeye ulaşmak için sürünerek karşımıza çıkan bütün engeller ile mücadele etmemiz gerekiyor. Arzularımız görünür yanımızı artırır ama ihtiyaçlarımız eyleme geçmemizi sağlar.
Görünürlüğümüzü artırarak yaşadığımız haz duygusunun bizi mutluluğa ulaştıramayacağını anladığımız anda daha iyi bir hayat nasıl yaşanır sorusuna ‘EVREKA’ diyeceğiz.