Küçük siyasi hesapların ve seçime yönelik ayak oyunlarının belirlediği ardışık gündemlerin gölgesinde!
Yine yeniden bilindik bir “kaos” planıyla yüzleşmek! Sanırım bu kez çok derin tartışmalara zemin hazırlayacaktır.
Sözümona “çözüm sürecinin” affından yararlanmış bir caniye farklı anlamlar yükleyip, dezenfarmasyonun en alasını uygulayanlar!
Bildirimsiz adres değişikliğiyle kanımca başarısızlıklarından başarı devşirmeye çalışıyorlar?
Özellikle geçmişin kısa erimli başarısız koalisyon denemelerini kendilerine dayanak yapıp, parlamenter sistemi sonlandıran başkanlık sisteminin uyanık mucitleri!
Yasama ve yürütmeyi tek elde toplayıp, güçler ayrılığı ilkesini işlevsiz kılarak, Bugün istikrarsızlığın en çözümsüzü ile baş başa kaldılar.
Zira, istikrarın hükümet sistemleri için tek başına bir değeri tartışmalı olup. İstikrarlı bir hükümetin, aynı zamanda etkin olabileceği tartışmaya açık bir ön kabuldür.
Anayasaya göre, tarafsız ve sorumsuz olması savlanan Devlet Başkanlığı makamına sınırsız yetkiler verilip, fren ve denge unsuru olarak tüm yetkinin tek elde toplanması.
Cumhurbaşkanlığı makamının sembolik ve etkisiz kuvvet olma özelliğini ortadan kaldırıp
sistemin dengesinin bozulmasına sebep oldu.
Kimi anayasacılar tarafından, rejim muhafızlığı ya da sistem bekçiliği olarak tariflenen Cumhurbaşkanlığı makamının;
Meclis çoğunluğunu kaybetmesi, ya da varlığına karşı bir tehdit algılaması durumunda. Korunma güdüsüyle hareket edip, telafisi olanaksız sorun ve krizlere yol açabileceği zaten daha önceden öngörülmüştü.
Bu bağlamda, eşitlik temelinde güçlendirilmiş parlamenter sistem yerine, sözde istikrar talebiyle! Parlamenter sisteme yapılan eleştirilerin tümüyle önyargılı ve faydacı bir düşüncenin ürünü olduğu bugün apaçık ortadadır.
Kısaca parlamenter sistemden ve güçler ayrılığı ilkesinden sapılarak yapılan düzenlemelerin neden olduğu tüm yetmezlikler, parlamenter sistemin doğasından değil, aksine onun doğasına aykırı eylem ve işlemlerin tercih edilmesinden kaynaklanıyordu.
Çözüm; Adil, denetlenebilir bağımsız kurulların gözetiminde. Hak ve özgürlükleri öne alıp, parlamenter sistemi yeniden güçlendirip tesis edecek seçimlerden geçmektedir.
Ancak, Anayasanın tanıdığı hak ve özgürlüklere ilişkin güvenceler yeniden sağlanmadan, basın ve ifade özgürlüğü güvence altına alınmadan yapılacak seçimlerin adil ve özgür olacağı konusunda safça umutlara kapılmamak gerekiyor.
Oyunun kurallarının, oyun başladıktan sonra belirlendiği. Seyirci onayının, hakem tarafından değiştirildiği bir şike ortamına katılmanın anlamı ortadayken!
Yetmezmiş gibi, birde İl-İlçe Seçim Kurulu Başkanlarının en kıdemli hakimler yerine, atanmışlardan oluşturulacağı söylentileri sizce de zihin açıcı olmuyor mu dostlarım?
Sevgiyle, dostlukla...