Adının sınıf olması, üstelik de sol görüşü çağrıştıran bu ismin kırmızı bir kapakla desteklenişi gerekçe gösterilip! Yayınlandıktan 25 gün sonra 1944 yılının Ocak ayında toplatılan şiir kitabının yazarı tutuklanıp, mesleğinden uzaklaştırıldı.
Fıkra gibi ama tamamen gerçek;
Küçük bir mahkeme salonunda savcı olanca ciddiyetiyle iddianameyi okumaya başladı…
“Sayın hakim, kitap kırmızı kapakla çıkmıştır ve adı “Sınıf” tır. Bu nedenle TCK’nın 216.maddesine göre ( “halkın; din, dil, ırk, mezhep, sosyal sınıf veya bölge farklılığı açısından farklı özelliklere sahip bir kısmını, diğer bir kısmı aleyhine kin ve düşmanlığa ittiği” gerekçesiyle) suçludur.
Gereğinin yapılmasını arz ederim!”
Adam şaşkınlıkla etrafına bakındı. Her şey ona şaka gibi geliyordu.
Bir şiir kitabı için miydi tüm bunlar?
Bu mahkeme, bu savcı, yanında kendisini savunmak için duran avukat, hakimin önündeki yazman…
Öğretmendi adam, yıllarını okuldaki öğrencilerine vermişti.
“Çocuklarım” diyordu onlara. Kitabında da çocuklarını anlatmıştı zaten. O halde neydi suç olan? Neden buradaydı?
Savcı devam ediyordu. “ama kitap Kırmızı, üstelik adı da Sınıf.”
Şiirlerinden kesik kesik mısralar geldi adamın aklına…
“Yoklama defterinden öğrenmedim sizi, benim haylaz çocuklarım!
Sınıfın en devamsızını bir sinema dönüşü tanıdım koltuğunda satılmamış gazeteler.”
Adam, böyle gitsin istemiyordu, değiştirmek istiyordu öğrencilerinin kara yazgısını.
“İsterken adam olmanızı, çoğunuz semtine uğramaz oldu okulun palto, ayakkabı yüzünden. Kiminiz limon satar Balıkpazarı’nda, kiminiz Tahtakale’de çaycılık eder.”
Buydu söyledikleri sadece. Ama bu bile tehditti koskoca ‘Devlet’e!
Bu nedenle Nazım Hikmet’in kitaplarından sonra ilk kez bu kitap toplatılmış ve yasaklanmıştı.
Yasaklanmıştı kitap, Kırmızıydı üstelik adı da Sınıf’tı…
Beyninde zonklamaya devam ediyordu yasaklanan kitabındaki şiirler.
“Benim bilgili, becerikli çocuğum, kalktığın zaman tahtaya yüzünün kızarması neden?
Ayağında sağlamca bir pabuç, sırtında bir ceket yok diye mi?
Ne var bunda sıkılacak, utanmak bize düşer çocuğum!”
Birden herkes ayağa kalktı. Hakim kararı açıklıyordu.
Bir kitap yazmıştı kapağı kırmızı, üstelik adı ‘Sınıf’tı.
Hayatında ilk kez tutuklanıyordu. 6 ay hapiste yattı adam.
O zaman ki yasalara göre 6 aydan fazla hapiste yatan bir kişi öğretmenlikten çıkarılıyordu.
Adam tam tamına 6 ay hapiste yatmıştı.
Ne bir gün fazla, ne de bir gün eksik. Ama 6 aydan fazla yatmış gösterilip öğretmenlikten atıldı. Yasaktı adama çocukları artık.
Yılmadı adam, onlara güzel bir dünya kurabilmek için yazmaya devam etti.
Tutuklandı yine, işkencelere maruz kaldı, hatta yetmiş yaşında kendi köyünün halkı içinde gözleri bağlanarak, elleri kelepçeli gözaltına alındı.
Yetmedi saatlerce ayakta bekletildi, yorgunluktan çömelmeye başladığı an tekmelerle ayakta durmaya zorlandı. Adam yılmadı yasaklar karşısında, insanca yaşanacak bir dünya için.
O adam kim mi?
Bugün sizin gülerek ve severek izlediğiniz “Hababam Sınıfı’nın” yazarı Rıfat ILGAZ.(*)
Yıl 2023, aylardan 29 Ekim… Cumhuriyetimizin 100. yılı, her yaştan cumhuriyet sevdalısı yürekte büyük bir coşkuyla sahiplenip kutlanıyor. Kutlamalar bağlamında Antalya’da özel bir okulda Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği yapan Emine Karakaş, bayram töreninde ki konuşmasından ve geleceğe ilişkin kaygılarını dile getirmesinden dolayı, önce troller tarafından linçe tabi tutulup, ardından TCK’nın 216. maddesi kapsamında; “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama” suçlamasıyla evinde gözaltına alınarak karakola götürüldü!..
Onlar ki; Büyük Atatürk’ün “Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister” direktifine uyumlanıp. Cumhuriyet Devrimlerini ve bilimin aydınlığını canları pahasına bir oya gibi bu çorak topraklara işleyenlerdir. Mücadeleleri önünde saygıyla eğiliyorum…
(*) – Alıntı
Okulda defterime
Sırama, ağaçlara
Yazarım adını.
***
Okunmuş yapraklara
Bembeyaz sayfalara
Yazarım adını.
***
Yıldızlı imgelere
Toplara, tüfeklere
Kralların tacına
***
En güzel gecelere
Günün ak ekmeğine
Yazarım adını.
***
Tarlalara ve ufka
Kuşların kanadına
Gölgede değirmene yazarım…Ey Özgürlük.
Saygıyla, dostlukla.